Siyer, tarih ve hadis kaynaklarımız, İslam öncesi Cahiliyeyi anlatırken şu tespiti yapar. Cahiliye insanları,  helvadan putlar yapıp bir süre tapıyorlar, acıkınca o tapınıp ilah kabul ettikleri helvadan putlarını yiyorlardı. Bugünün aklıselim herhangi bir insanına bu kıssayı anlatırsanız, kargaların dahi güleceği bu olayı, çok garipseyecektir. Özellikle batılı zalimler, ya da küresel derin güçler.

 

Ama aynı küresel zalimler, yani çağdaş cahiliye olan batılı müşrikler de aynısını yapıyorlar. Putlar misali insanlara şirin gösterdikleri sistemler geliştiriyorlar. Ellerindeki devasa medya gücüyle bu sistemleri adeta tapınır hale getiriyorlar. Sonra de acıkınca helvadan putlarının yiyen kadim cahiliye misali bu sitemlerini oturup yiyiyorlar.

 

Bu putların bir kısmını şöyle özetleyebiliriz. “Çağdaşlık” “özgürlük” ilericilik” “Eşitlik” “adalet” “insan hakları” “Demokrasi” “liberalizm” “kapitalizm” “sosyalizm” “komünizm” ve daha niceleri. Tabi batılıların en büyük putları, demokrasidir. Bu sebepledir ki, en çok bu putun etrafında dönerler. Putun diğer putlar gibi hiçbir b…’a yaramadığı anlaşılınca da ona yeni yeni isim, sıfat ve ekler bulmuşlardır. Bu put için temel ilke ve prensipler bile üretmişlerdir. Tabi bunlar sadece makyaj ve albenili ambalajdır.

 

İşte demokrasinin temel ilkeleri:

 

1- Milli egemenlik

2- Seçme Seçilme Hakkı

3- Katılım

4- Özgürlük

5- Eşitlik

6- Çoğulculuk

7- Hoşgörü

8- Hukuk Devleti

9- Kuvvetler Ayrılığı

 

Egemenliğin kullanılması bakımından demokrasi türleri:

 

> Doğrudan Demokrasi

> Temsili Demokrasi 

> Yarı Doğrudan Demokrasi 

 

Temeldeki amaç bakımından demokrasi türleri:

 

> Klasik(Çoğulcu) Demokrasi

> Çoğunlukçu (Mutlak) Demokrasi

> Liberal Demokrasi

> Radikal Demokrasi

> Marksist Demokrasi

> Düşük Yoğunluklu Demokrasi

> Uzlaşmacı Demokrasi 

> Delegasyoncu Demokrasi

> Militan Demokrasi

> Müzakereci Demokrasi 

> Plebistçi Demokrasi

> Siber Demokrasi

> Westmınster Modeli Demokrasi

> Oydaşmacı Demokrasi 

 

İşte “demokrasinin beşiği” “özgürlükler cenneti” ve daha nice rüyalarla anılan ABD, AB vs. ülkeler. Son ABD seçimlerinde olanlara bir bakınız. Demokrasi bunun neresinde? Darbeci Sisi’yi kim getirdi? Yakın geçmişte diktatör ilan edip ülkelerine işgal etmeye bahane yaptıkları; Saddam, Kaddafi, Rıza Pehlevi vb. onlarca diktatörü kim getirdi? Halen kendi ülkelerine kan kusturan, onlar ekmeğe muhtaç hale getiren Afrika, Latin Amerika vs. yerlerdeki diktatörler kimin eseri? Arap baharı diye anılan Ortadoğu’daki halk hareketlerini sonuçsuz bırakıp onları eski diktatörlerini arar duruma getirenler yine aynı batılılar değil mi?

 

Kısacası putperest cephede değişen bir şey yok. Figürler, isimler, araçlar, renk ve yöntemler değişse de putçuluk aynı putçuluktur. Dolayısıyla ellerindeki devasa medya gücüyle dünya halklarını süslü demeçler ve cazip nutuklarla hipnotize eden batılı zalimlere kanmayalım. “Muasır Medeniyet” vs. sözleriyle vahşi batıya güzelleme çekmeyelim. Batı hayranı zavallılara da aldanmayalım.

 

Unutmayalım ki, batı asla medeni olmamıştır. Batasıca batı hep bataklıktır. Bu dün böyleydi, bugün böyledir, yarın da böyle olmaya devam edecektir. İnsanlık, fıtrat dini olan İslam’la buluşmadıkça da bu cendereden kurtulamayacaktır. Başta zavallı batı insanı olmak üzere, tüm insanlığı bu kabustan uyandıracak İslam’ın yiğit davetçilerine çok iş düşmektedir. Subheneke… Bihamdike… Esteğfiruke…