Cenabı Hak hiç şüphesiz yarattığı her kulunun rızkına ben kefilim demektedir. Aynı zamanda ‘’Yiyiniz.içiniz,fakat israf etmeyiniz.Çünkü Allah israf edenleri sevmez.! ‘’ (A’raf :31) buyurulmuştur.
Evet yiyelim,içelimde,bunları yaparken birazda etrafımıza bakmamız gözü kapalı yaşamamamız gerekmez mi.? Bu gün için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre dünyada yaklaşık 900-950 milyonu aşkın insanların, yataklarına aç girdiklerini, buna karşılık yılda yaklaşık 1 trilyon dolar değerinde 1,3 milyar ton gıda maddesinin çöpe gittiğini, dünyada yaklaşık 1,2 milyar insanın yetersiz beslendiğini, yaklaşık 1,5 milyar insanın da aşırı ve dengesiz beslenme nedeniyle sıkıntı çekiğini açıklamaktadırlar.
Dünyadaki iklim değişikliği nedeni ile tarım arazilerindeki üretim kapasitesinin de düşmesi, her geçen gün gıda ihtiyacının karşılanması gittikçe zorlaşmakta. Geleceğe hazırlık yapmak maksadı ile pek çok ülkeler tarım arazisi satın alıyor veya kiralıyor, gıda güvenliğinin ülkelerin en stratejik konularından biri olduğunu da unutmayalım, bu nedenle bazı ülkelerin dünyada gıdanın üretildiği tarım alanlarının bulunduğu ülkelerden özelliklede Afrika gibi bakir ülkelerden tarım arazisi satın almaya veya kiralamaya başlamışlardır.
Kiralanan veya satın alınan bu arazilerin büyüklüğü resmi rakamlara güre Türkiye’deki tarım arazilerinin yaklaşık 9 katı büyüklüğünde, 206 milyon hektar alan ya satın alınmış ya da kiralanmış durumdadır.
Dünyada tarımsal hasıla sıralamasında 11′inci sırada bulunan Türkiye’nin bugün dünyada 7′nci sıraya, AB’de ise birinci sıraya yükselmiş olması her ne kadar sevindirici de olsa tarım ve tarım ürünlerinin daha çok geliştirilmesi kaçınılmazdır. Dünyamız gün geçtikçe ve insanların hor ve bakımsız bıraktığı doğa dan elde edebileceği faydalar her geçen gün daha da azalmaktadır. Bu nedenlerle elimizdeki ürünleri dikkatli ve israf etmeden kullanmak aslında her Müslümanın öncelikli görevidir. Dünyada 1 milyar kişinin aç olduğu ve her sene 6 milyon kişinin de açlıktan hayatını kaybettiği bildiriliyor.
Diğer bir yandan da dünya kadar yemek çöpe gidiyor, üretilen gıdanın üçte biri, yaklaşık 1,3 milyar ton yemeğin çöpe atıldığı söyleniyor. Yani yeterince yemek, hatta fazlası var ama ziyan oluyor. Gıda israfını önlemek için her insanın kendi kendini görevli ve sorumlu olduğu fikrine sahip olmalıdır.
İnsan, yapısı ve doğası gereği tüketici bir varlıktır. Önüne geleni sonrasını düşünmeden ve düşünülmesine de izin vermeden hunharca tüketir durur. Bununla birlikte bir tüketim toplumu, sorgulamayan, keyfine bakan bencil bir topluluk oluştu. İsraf kültürü de buna aldırış etmememiz sonucu doğdu, diye düşünüyorum ..!
Şimdi şöyle düşünmeliyiz. Bir insan bile bile göre göre neden yemek israfı yapar? Bu gezegende milyonlarca aç insan varken, o yemeyeceği kadarını neden satın alır, neden pişirir ve neden sofrasına koyar? O yemekleri çöpüne atarken vicdanı sızlamaz, aklı karışmaz mı? Allah’a vereceği hesabı düşünmez mi? Günümüz medeni denilen toplumun vurdum duymaz anlayışı, yoksul kişilere karşı merhamet etmeyi yeterince neden aklından geçirmez. Her kes sahip olduğu nimetleri istediği şekilde kullanmak hakkına sahiptir diyerek mi düşünür. Müslüman komşusu aç iken kendisi tok olarak yatan kimse olamaz, hadisi şerifine göre hareket etmek zorundadır.
İsraftan kaçındığı gibi etrafındaki insanlarında durumlarını düşünmek zorundadır. Yediğimiz sebzelerin bile saplarına, yapraklarına ve köklerine sahip çıkmamız gerekir. Bunları doğru muhafaza ederek değerlendire biliriz. Gelecekte iklim değişikliği nedeni ile pek çok ürünü bulamayabiliriz. Bu nedenle elimizdeki her çeşit ürünün azami değerlendirmesini ve korumasını bilmemiz ve gelecek nesillere aktarmamız hepimizin vebali diye düşünüyorum. Unutmayınız ki israf dinimizce haramdır. Haram dan kaçınmak hepimizin görevidir. Sağlıklı mutlu günler dileğimle..
Kalın sağlıcakla diyorum.