Her hastalığın başında insan sağlığının bağışıklık sisteminin önemi öne çıkar. Sağlıklı insan demek bağışıklık sisteminin güçlü olması demektir. Bu nedenle her zaman vücudumuzun bağışıklık (mikroplara karşı dayanıklığını) sistemini güçlü tutmamız gerekir. Bunun içinde beslenmemiz ve yaşamamız için bağışıklık sistemimize gerekli özeni göstermeliyiz. Beslenme şekli, aynı zamanda bir canlının yaşamı boyunca sağlığının kalitesini belirler.
İnsanların maruz kaldıkları hastalıkların büyük çoğunluğu beslenme kaynaklıdır. Doğru ve sağlıklı beslenmediğimiz müddetçe yediğimiz, içtiğimiz şeyler bizi hastalığa davet etmektedir. Ancak doğru ve sağlıklı beslendiğimiz sürece, “dejeneratif hastalıklar ” diye adlandırılan, yani organlarımızın işlevini zaman içinde bozan veya çalışmaz hale getiren bir süreci yaşamamış olacağız.
Sağlıklı yaşamanın yolu doğru beslenmeden geçer. Doğru beslenebilmenin işareti de bağışıklık sistemimizi güçlü ve dengeli çalışır hale getirebilmektir. Bunun içinde bağışıklık sistemini güçlü tutacak besin kaynaklarını tercih etmemiz gerekir. Hangi besinler bağışıklık sistemimizi güçlü tutar. Öncelikle bunları bilmemiz gerekir. Ya da tersinden hadiseyi değerlendirecek olursak, hangi besinlerden uzak durursak bağışıklık sistemimizin zarar görmesini engellemiş oluruz. Bu cepheden baktığımızda yemediklerimiz, yediklerimiz kadar önem arz etmektedir.
Bağışıklık Sitemimizin ayarını bozan ve bizi hastalıklara davet eden en baş gıdalar işlenmiş gıdalardır. İşlenmiş gıdalara ilaveten, tatlılar, çikolatalar, şekerli özellikle de NBŞ içerikli yiyecek ve içecekler, ekmek, tahıl ürünleri, genetiği bozulmuş buğdaydan elde edilmiş un ve türevlerinden uzak durmalıyız. Bunları hayatımızdan çıkartmalıyız ki, hastalıklara karşı dirençli olabilelim. Sağlıklı hayat dengesinin en başı beslenmeden geçmektedir.
Aslına bakarsak sağlığımızı korumak kendi elimizde. Sağlıksız gıdalardan uzak duracağız peki hangi gıdaları yersek, bağışıklık sistemimiz güçlenir. Bunun için ilk şart, bütün meyve ve sebzeleri mevsiminde tüketmeliyiz. İkinci olarak fermente gıdaları bolca tüketmeliyiz. Nedir fermente gıdalar ? En önemli fermente gıdalar arasında evde kendimizin yaptığı yoğurt gelmektedir. Bununla birlikte yine evde yaptığımız turşu, evde mayalanmış kefir en baş tüketeceğimiz besinler arasında olmalıdır.
Evde kendimizin yaptığı bu ürünler probiyotik açısından son derece zengin besinlerdir. Bağışıklık sistemini güçlü tutabilmek için probiyotik açısından zengin olan besinleri, gıdaları çokça tercih etmeliyiz. Bunların dışında bağışıklık sistemimizi güçlü tutan takviye gıda, vitamin ve mineraller vardır.
Bunları da düzenli şekilde almalıyız. Bunlar arasında, D vitamini en önde geleni ve en çok önemli olanıdır. Vücudumuzda eksikliği bir çok hastalığın habercisidir. En önemli ve tabii D vitamini öğlen saatlerindeki güneş ışığıdır.
Güneş ışığından ne kadar çok istifade edebilirsek D vitaminini doğal olarak vücudumuza yüklemiş oluruz. D vitamininden sonra önemli gıda takviyesi Omega 3 tür. Bunu da özellikle kış aylarında bolca balık tüketerek elde edebiliriz. Bir diğer önemli gıda ise, propolis. Arıların bal dışında insanlığa sunduğu bu mucizevi besin propolis bulunduğu yöreye, dokusuna ve iklim şartlarına göre değişkenlik gösterebilir.
Bağışıklık sistemini güçlendirme de etkisi çok yüksektir. Bütün bunlarla birlikte bitkilerden istifade edebiliriz. Birçok bitki tabiatta insanlığa faydalı olmak için yetişmektedir. Yeter ki bu bitkileri doğru kullanalım. Bitkilerin dilinden gelen şifa kaynağı fitoterapidir. Özellikle de ülkemiz şifalı bir çok bitkiye ev sahipliği yapmaktadır. Yine endemik bitki florası olarak çok zengin bitki çeşidine sahibiz. Bütün bu bitkiler hekimler tarafından doğru bir şekilde değerlendirilip halkın hizmetine sunulmalıdır.
Bütün bunlar yapıldığında, doğru beslenmeyle birlikte bağışıklık sistemimiz güçlendirilmiş olur ve enfeksiyonlara karşı direnç kazanmış oluruz.
Diyabet başta olmak üzere birçok hastalığın ana kaynağı yanlış beslenmedir. Yani işlenmiş gıdalardır. İşlenmiş gıdalar yerine ise geleneksel yöntem ile üretim yapılması desteklenmeli ve halkın fıtrata uygun besinlere kolayca ve ekonomik olarak ulaşabilmesi sağlanmalıdır. Bütün yaş ve kuru gıdalarda, sebzelerde yerli tohum özendirilmelidir.
Temiz ve güvenilir gıda edilmelidir. Bunların yapılabilmesi için kartelcilere karşı bir savaş açmak gerekiyor. Sofralarımızı doğru besinler ile kurmadığımız sürece kartellerin gıda terörü ile bizi her türlü hastalığın eşine getirmelerine göz yummuş oluruz. Akabinde de yine onların kurduğu bir düzen olan ve onların ürettiği kimyevi ilaçlara mahkum olduğumuz bir hastalık süreci yaşamamız, kaçınılmazdır. Bunun sonucunda da sağlıksız bir hayat bizim kapımızı her daim çalar konuma düşmüş oluruz.
19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren bütün dünyada yaygınlaşan kimyasal maddeler ve değişen beslenme tarzı, insanların bağışıklık sistemlerini zayıflatarak, alt üst etmiştir. Bugün küresel çapta yaşadığımız koronavirüs ile mücadeleyi de yine besinler ile yapmalıyız. Toksik beslenme alışkanlığından, yani işlenmiş gıdalar ile vücudumuzu çöp haline getirmekten vazgeçip doğru, organik, fermente gıdalar ile bağışıklık sistemimizi güçlendirmeye bakmalıyız.
Aksi halde her türlü hastalıkların kapımızda beklediğini de unutmayalım. Sağlıklı beslenip bağışıklık sitemizi güçlü tutmak hepimizin görevi olduğunu düşünüyorum. Sağlıklı beslenelim ,bağışıklık sistemimizi güçlü tutalım ,hastalıklar meydan vermeyelim. Hepinize sağlıklı ve güvenli helal gıdalarla beslenerek,bağışıklık sistemimizi güçlü tutalım diyor, sağlıklı günler diliyorum.
Kalın sağlıcakla diyorum.
|