Bitkilerin; enfeksiyon, stres ya da radyasyona tepki olarak ürettiği resveratrol, kanserin yayılmasını önlüyor. Alzhemier, felç ve diyabet tedavisinde de başarılı sonuç veriyor

Amerika'da yılda yarım milyon insan, kanser yüzünden hayatını kaybediyor. Yapılan araştırmalar; resveratrol adı verilen anti-mikrobiyal maddenin, kanserle savaşta umut vâdeden doğal bir silah olduğunu gösteriyor. 

 

RİSK AZALIYOR 

 

Anti-aging etkisi de olan bu madde; stres, enfeksiyon ya da radyasyona tepki olarak bitkiler tarafından üretiliyor. Resveratroller, kanserin birçok aşamasında etkili olduğu gibi; meme, akciğer, karaciğer ve pankreas kanserinden de koruyor. Bu anti-mikrobiyal madde; kırılma ihtimali olan tehlikeli DNA'ların kansere dönüşmesine engel olarak kanserli hücrelerin oluşmasını önlüyor. Kanser; ilk etapta vücuttaki anormal hücrelerin büyümesiyle çoğalıyor. Elde edilen yeni veriler; bu antimikrobiyal maddenin, kansere neden olan hücrelerin büyümesini engellediğini gösteriyor. Günde 500-1000 mg. resveratrol alan hastalarda; kolon tümör hücrelerinin çoğalma ihtimali yüzde 5 oranında azalıyor. Bu madde, özellikle beyindeki kanserli hücrelerin sinyalizasyonunu (STAT 3) inhibe ederek kanserin yayılımını durduruyor. Vücudun doğal apoptoz (hücre ölümü) sürecinde de; hastalığın yayılmasını kontrol ederek, kanserli hücrelerin yavaş yavaş yok olmasını sağlıyor. Öte yandan insülin benzeri büyüme faktörleri (IGF-1) kanser hücrelerinin yayılmasını ve maligniteleri (kansere yol açan kötü huylu tümörler) artırmaktadır. Yeni bir çalışmada; günde 2.5 gr. resveratrol alımı, anti-kanser mekanizması olarak kabul edilmiştir. Bunun IGF- 1'i kontrol edebileceği düşünülmektedir. 

 

SAĞLIKLI YAŞAM 

 

Yapılan bir diğer araştırmada da; resveratrollerin, önde gelen ölüm nedenleri olarak kabul edilen kalp hastalığı, felç, diyabet ve Alzheimer'ı da azalttığı görülmektedir. Yani bu maddenin alınmasıyla, sağlıklı bir yaşamın temelleri atılabilir. Ama resveratrollerin; kemoterapi sırasında bazı ilaçlarının aktivasyonunu azaltabileceği veya karaciğerdeki P 450 enzimine etki ederek, kemoterapinin yan etkilerini artırabileceği ise unutulmamalı! 

 

ANTİOKSİDAN ETKİSİYLE CİLDİN YAŞLANMASINI DA ÖNLÜYOR!

 

Günümüzde güvenli olduğu sanılan ve vücuda giren birçok kanserojen madde; karaciğerdeki enzim sistemlerini etkileyerek kanseri tetikliyor. Resveratroller; bu kanserojen molekülleri detoksifiye ederek ve olumlu enzimlerin devreye girmesini sağlayarak kanser oluşumunu engelliyor. Güçlü antioksidan etkisi de olan bu madde, cildin yaşlanmasına yol açan serbest radikallerin zararlı etkileri ile de mücadele ediyor. Ayrıca sağlıklı kollajen sentezinin uyarılmasında ve fibroblastların foksiyonlarının iyileştirilmesinde de başarılı sonuçlar veriyor. 

 

KANSERLİ HÜCRELER NİYE ARTAR?

 

Kanserin yayılmasında bazı faktörler önemli rol oynamaktadır. İşte birçok kanser tipinin ilerlemesine neden olan etkenler: 

Hücre proliferasyonun modülasyonu ve apoptozu (Programlanmış hücre ölümü). 

Metastaz inhibisyonu. 

Anjiyogenez modülasyonu (Kan dolaşımı formu). 

Hücre hasar modülasyonu. 

Yabancı moleküllerin modülasyonu ve toksin metabolizması.