“Ey insanlar! Yeryüzündeki nimetlerden helal hoş olmak şartı ile yiyiniz; fakat şeytanın peşinden gitmeyininiz. Çünkü o sizin besbelli düşmanınızdır.” (Bakara 168)
“Ey iman edenler! Size kısmet ettiğimiz rızıkların temiz ve helalinden yiyiniz” (Bakara 172)
İnsanın yiyip içtiklerinin kullandıkları ihtiyaç maddelerinin helal olması gerektiği Kur-an’ı Kerim’in açık emirlerindendir. Bu konuda bir çok ayet-i kerimede insanın helal ve temiz rızıklardan yemesi emredilmiştir.
“Allah’ım helal nimetlerinle benim gözümü , gönlümü öyle doyur ki harama dönüp bakmayayım” (Tirmizi Daavat 111)
“Öyle bir zaman gelecek ki , İnsanoğlu , aldığın şeyin helalden mi , haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak.” (Buhari)
Yukarıda belirtilen ayet ve hadislerde belirtilen hususlar sonucunda haramla beslenen bir vücudun maruz kalacağı olaylar hakkında “İnsanın ilk (çürüyüp) kokacak olan yeri karnıdır. Öyle ise bir insan gücü yettiğince karnına temiz olmayan şeyleri sokmamaya çalışsın !” denmektedir. . (Buhari)
Deylemi-nin ibn-i mes’ud dan rivayet ettiği bir hadis-i şerife göre “Kim haram lokma yerse , Allah onun kırk gece namazını ve kırk sabah da duasını kabul etmez. Haramın besleyip büyüttüğü her et için en layık olan yer cehennemdir. Muhakkak haramdan bir lokma bile eti besleyip büyütür. ” (Suyuti Camiu’l ehadis)
Toplum olarak ayet ve hadislerde beyan edilen ifadelere göre yediğimiz gıdaların helal ve haram olmasının , fertler ve toplum üzerinde manevi bir kısım tesirlerinin olduğunu söylememiz mümkündür.
Mü’minun suresinde geçen bir ayet-i kerimede helal ve temiz gıda yemekle salih amel işlemek arasında ciddi bir irtibatın olduğu anlaşılmaktadır. “ Siz ey peygamber ! helal ve hoş şeylerden yiyip için, makbul ve güzel işler işleyin ! zira ben yaptığınız her şeyi bilmekteyim.” ( Mü’minun 51)
Gene müfessirler; helal rızık yeme emrinin salih amelden önce geldiğinden yola çıkarak, salih amelde bulunabilmenin helal rızık yemeğe bağlı olduğunu söylemişlerdir.
Allah insanlar için yaratmış olduğu ve onlara rızık olarak ihsan ettiği yiyecek ve içeceklerden, helal ve temiz olanlar bırakılarak , haram ve pis olan gıdalardan istifade edilmeye kalkışıldığında , şeytanın yoluna gidilmiş takva dairesinden uzaklaşılmış, kendisine karşı şükredilmesi gereken nimetlere nankörlük edilmiş , ubudiyetin dışına çıkılarak haram irtikab edilmiş ve Allah’a imanın gereği de yerine getirilmemiş olacaktır. Aynı zamanda helal ve haram konularında bizlere uyarı olan ayet ve hadislerde göz ardı edilmiş olmaktadır. İnsanlar hayatlarını ne pahasına olursa olsun devam ettirme gayreti içerisinde , bulduğunu önüne konanı , istifadesine sunulan herşeyi , düşünmeden-incelemeden tüketim ve kullanımını yaparak maddi ve manevi neler kaybettiğini maalesef düşünmemektedir. Sağlık ve maneviyat açısından kayıp edilen değerlerimiz her gün daha da artmakta, lakin bunları düşünen Allah’ın uluhiyyet ve rububiyyetine saygı kaybolmaktadır.
Günah , insanların gönlünü rahatsız edip tırmalamayan olmaktan çıkmış , her Müslümanın üzerine farz-ı ayın olan helal’ı talep etmek insanlar üzerine bir vurdumduymazlık yerleşmiştir.
Sözümüzü İbn-i Mace de geçen şu hadisle bitirelim.
“Ey İnsanlar ! Allah dan korkun (takva dairesine girin) ve (rızık) talebinizi güzel yapın. Çünkü hiçbir nefis , rızkı konusunda geç kalsada , onu tamamı ile elde etmeden vefat etmez.” (İbn-i Mace) |