SERTİFİKA MÜRACAATI EĞİTİM AKADEMİSİ MERAK ETTİKLERİNİZ
KURUMSAL

BELGELENDİRME
 
KURULLARIMIZ
 
İSTATİSTİKLER
Aktif Ziyaretçi 3 Kişi

Bugün 251 Kişi

Toplam Ziyaret 1.210.440  Kişi
 

"Okuyup Öğrenmek , Cehalet akıntısına karşı kürek çekmektir." S.ALIÇ

  KÜLTÜR KÖŞESİ MAKALELERİ 
   
Yazar Ünvanı Prof.Dr.İlahiyatçı
Yazar Faruk BEŞER
 
 
 
Makale Tarihi :  20.06.2018
Allah gökte midir?
Allah nerededir?’ gibi avami bulunabilecek bir soruya cevap arıyorduk. Kuranıkerim’in, hadisi şeriflerin ve onları doğru anlama gayretindeki ulemanın, özellikle kelam ulemasının asıl hedefledikleri şey Allah’ı hakkıyla tespih ve tenzih etmekle, O’nu olduğu gibi tanımaktır. Bu iki kavramda şöyle gizli bir mana sezilebilir: Biz Allah’ın keyfiyetini/nasıllığını kavrayamayız, O’nu ancak nasıl olmadığını bilerek anlayabiliriz. İşte tespih de tenzih de bize O’nun nasıl olmadığını anlatır. Bu manada Kuranıkerim’de ‘müşriklerin koştuğu şirkten, Allah’a yakıştırdıkları vasıflardan O’nu tenzih ederiz’ anlamında çok ayetler vardır.
 
Buharî’nin muhteşem eserini sonlandırdığı hadisi şerif şöyledir: ‘İki cümlecik, söylenmesi çok kolay, mizanda çok ağır, Rahman’ın da çok hoşuna gider: Sübhanellahi ve-bihamdihi sübhanellehi’l-Azîm’. Yani Allah’ı O’nun hamdıyla tespih etmek. Sanki O ancak; bütün nimetlerin, bütün güzelliklerin O’ndan olduğunu bilmekle tespih edilmiş olabilir deniyor gibi.
 
Bundan başka Resulüllah Efendimiz bize iki önemli tespih cümlesi daha öğretir: ‘Allah’ı, O’nun hamdı ile, yarattıklarının sayısınca, kendisi razı olacağı ölçüde, arşının ağırlığınca, sözlerinin sayısınca tespih ederim’. Efendimiz (sa) yine de Allah’ı hakkıyla tespih etmekten aciz olduğumuzu da şu tespih ifadesiyle anlatır: ‘Allahım, seni tespih ederim ama seni hak ettiğin ölçüde övmüş olamam. Sen ancak kendini nasıl anlatıyorsan öylesin’.
 
Kuranıkerim bizi Allah’ın zatı hakkında değil, hep yarattıkları ve verdiği nimetler hakkında düşünmeye sevk eder. Bunu destekler mahiyette; ‘Allah’ın nimetlerini düşünün, zatını/nasıllığını düşünmeyin yoksa helak olursunuz’ anlamında sözler vardır. Bununla ilgili olarak bazı kelamcılar Hz. Ali’ye nispet edilen şu manadaki şiiri de hatırlatırlar: ‘Allah’ın nasıllığını anlayamayacağını anlamak, O’nu anlamak demektir. O’nun zatının sırrını araştırmaya kalkışmak ise şirktir’. Keza; ‘Allah’ın keyfiyeti hakkında tasavvurunuzda her ne canlanıyorsa, Allah ondan başka bir şeydir’ sözü de meşhurdur. Kısaca Ziya Paşa’nın dediği gibi: ‘İdrâk-i meâli bu küçük akla gerekmez, zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez’. Akıl ancak Allah’ın varlığını bulmada işe yarar, ondan ötesini kaldıramaz. O halde zahidlerin ‘Allah’ı hakkıyla bilme’ anlamındaki ‘marifetullah’ deyimini nasıl anlayacağız? Her halde bunun için, Allah’ın keyfiyetini bilme değil, O’nun varlığı hakkında sarsılmaz bir iman oluşturan itminanî bilgidir diyeceğiz.
 
Allah bize kendisini anlatırken; ‘O hiçbir şey gibi değildir’ buyurur. Bu ayeti kerime tenzih ve tespihin temel esaslarından biridir.
 
Bunları şunun için söylüyoruz: Allah nerededir sorusu, zımnen ona bir mekân nispet etme anlamını içerir. Yani sanki soru, O da bir yerdedir ama o yer neresidir diye sorulmuş gibi anlaşılabilir. ‘Allah Arşın üzerine istiva etti’, ‘semadakinin sizi yere batırmayacağından emin misiniz?’, ‘O kullarının üzerinde tam hükümrandır’ gibi ayeti kerimeler ve benzer manadaki hadisi şerifler eskiden beri bazı Müslümanları ve modern selefileri Allah’ı yukarıda ve Arş’ın üzerinde oturuyormuş gibi düşünmeye sevk etti.
 
Oysa Selef-i salihîn dediğimiz ilk üç nesil bu konuda daha temkinli bir itikada sahip idiler. Onlar diyorlardı ki, Allah Arşın üzerine istiva ettiğini söylüyorsa bizim buna iman etmemiz gerekir. İstiva’nın anlamı bellidir, ama yaratılanlarınki gibi bir istiva/konuşlanma Allah’a yakışmayacağına göre biz bunun nasıllığını bilemeyiz, bu konuyu anlamaya da çalışmayız. Çünkü bu kabil ayeti kerimeler ‘müteşabih’tir ve tevilini ancak Allah bilir. O bunlarla neyi kast etmişse biz O’nun kastının doğru olduğuna iman ederiz, o kadar.
 
Onlar böyle diyorlar ama onlar; bu ifadelerle mecaz bir mana kast edilmiş olamaz, bunları hakikat anlamında almalıyız da dememişler, sadece bunlardan mecazi bir anlam çıkarmanın tehlikeli olacağını söyleyerek bundan kaçınmışlar. Bu inanca da bilahare en garantili yol anlamında ‘eslem tarik’ denmiş. Bu ihtiyatlı tutum biraz daha evrilmiş ve bugünkü Selefilerde de olduğu gibi bundan şöyle bir sonuç çıkarılmış: Allah’ın isimleri ve sıfatları konusundaki Kuran ayetlerinde mecaz aranmaz, bunları hakikat manasında almalıyız ve ne deniyorsa onu hakikat olarak kabul etmeliyiz. Yani Allah için, fevkiyet/yukarıda olma özelliği zikrediliyorsa ya da O Arşta konuşlanmıştır deniyorsa bir hakikat ifadesi olarak O yukarıdadır ve Arşta konuşlanmıştır. Çünkü mecaz, ancak hakikatle anlatılamayan bir mananın anlatılması için mecburiyetten dolayı başvurulan bir anlatım aracıdır ve Allah için böyle bir mecburiyetten söz edilemez.
 
Böyle diyorlar ve böyle derken de hem Selef gibi, hem onları izleyen Eş’ariler ve Matüridiler gibi, Allah en iyi ancak böyle anlatılabilir demek istiyorlar. Yani niyetlerinde bir problem yok. Ama bu anlayışa itiraz edilemez mi? Bunu da gelecek yazımızda göreceğiz ve meseleyi noktalayacağız.
First Page Next Page 1 Previous Page Last Page Sayfa 1 / 1 -- Listelenen Sayfa Sayısı 1
 Prof.Dr.İlahiyatçı
 Hayreddin KARAMAN
 Gelin şu zekâtı bir düzene koyalım! ...
............................................
 Prof.Dr.İlahiyatçı
 Faruk BEŞER
 Özürlüler ve Allah’ın Adaleti meselesi ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Hüseyin BÜLBÜL
 Müslüman demokrasiye razı olur mu sahip çı ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Harun GÖRMÜŞ
 Eskiden ve Şimdi ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Haydar ÖZTÜRK
 Müslümanlarda Akıl Tutulması ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 OSMAN COŞKUN
 Söylemler İddia, Eylemler İse İspattır ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Muhammed CELİL
 Allah'tan Kimler Korkar ? ...
............................................
 Üni. Öğretim Üyesi
 Dr.Cahit KARAALP
 Tarihin Son Sayfası ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Abdülaziz KIRANŞAL
 İyi bir çocuk yetiştirmek isteyen anne-bab ...
............................................
 Aile Danışmanı
 Asiye TÜRKAN
 De ki; Yeryüzünü Dolaşın.. ...
............................................
 Yönetim Kurulu Başk.
 Selahaddin ALIÇ
 Ramazan ve Duyarlı Müslüman.. ...
............................................
 

Enerji içeceklerinin fazla tüketimi çocuklar için tehlike kaynağı
26.02.2022

Bilim insanlarından "kahve" araştırması: Ömrü uzatıyor
25.02.2022

Nadir görülen genetik bir hastalık: Progeria
23.02.2022

Ölüm anında insan beyninde neler oluyor?
23.02.2022

Antibiyotikler Tedavi Özelliğini Kaybediyor
22.02.2022

Gereksiz Aspirin Mide ve Beyin Kanamsı Nedeni
20.02.2022

Her 100 Kişiden Birinde Çölyak var.
20.02.2022

Çocukları Bekleyen Büyük Tehlike.
19.02.2022

Cilt Kreminde Civa Çıktı.
18.02.2022

Skandal ! Hamburgerde İnsan ve Fare DNA'sı bulundu.
15.02.2022

Tüm Haberler
Mail adresinizi ekleyin yeni faaliyetlerimizden anında haberdar olun.
  Kuruluş 2010 : Selahaddin ALIÇ Copyright © 2010-2021 Hedem Helal Denetim ve Sertifikalandırma Merkezi
Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu, kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.