SERTİFİKA MÜRACAATI EĞİTİM AKADEMİSİ MERAK ETTİKLERİNİZ
KURUMSAL

BELGELENDİRME
 
KURULLARIMIZ
 
İSTATİSTİKLER
Aktif Ziyaretçi 2 Kişi

Bugün 251 Kişi

Toplam Ziyaret 1.210.440  Kişi
 

"Okuyup Öğrenmek , Cehalet akıntısına karşı kürek çekmektir." S.ALIÇ

  KÜLTÜR KÖŞESİ MAKALELERİ 
   
Yazar Ünvanı Prof.Dr.İlahiyatçı
Yazar Faruk BEŞER
 
 
 
Makale Tarihi :  08.09.2018
BİLGİLENMEDE DUYGUNUN YERİ
Düşünen bir kafanın tam anlamıyla tarafsız olması demek, şu ana kadar öğrendikleriyle hiç bir sabit değere ve hakikate ulaşamamış olması demektir. Çünkü aklı başında bir insan, bu artık kesin bir gerçektir, bunu her yönüyle denedim, tecrübe ettim, aklına fikrine, bilgisine güvendiğim insanların da böyle düşündüğünü gördüm dediği bir şeyi benimsemesi, kabul etmesi, hatta savunması aklın gereğidir. Sadece delilsiz bir şüphe sebebiyle, böyle de olsa ben bunu savunamam, belki de gerçek değildir diye düşünmesi saçmadır, hiçliktir. O takdirde yaşamanın ve hakikati aramanın da bir anlamı kalmaz.
 
Evet, mutlak hakikati, ya da her yönüyle ve tam olduğu gibi hakikati biz bu dünyada belki bütünüyle bulamayabiliriz, bu vasıfla onu muhtemelen ancak öbür dünyada görebileceğiz. Zaten işin aslı da budur. Ama bunun böyle olması bu dünyada hakikati aramamıza, hatta yeterince bulmamıza ve hakikat olarak bulduklarımızı benimsememize, onları savunmamıza, yaşamamıza engel olamaz.
 
 
 
 
 
Çok nadir bilim ya da düşünce meczupları hariç bütün insanlar aklının ve tecrübesinin ötesinde, ne olduğunu belki de hiç fark edemediği bazı dürtülerinin ve duygularının etkisiyle mutlaka bir şeyi hakikat sayıp, onu sever ve ondan yana olurlar. İnsan yabancı iki takımı izlerken bile farkına varmadığı bir duygu ile onlardan birini tutma ihtiyacı duyar. Bunu bilimsel bir tespitle yapmış olamaz. Demek ki, insanın seçimi sadece bilgi ile ya da bilimsel bilgi ile değildir. Kaldı ki bilimsel bilgi dedikleri şeyin sonuçlarında bile, insandaki o bilim ötesi duyguların payı olabilir. Bilimsel araştırmalarda çoğu zaman aslında olanlar değil, olmasını istedikleri sonucu çıkar. Bu gerçek, özellikle de sosyal bilimlerde daha çok böyledir. O halde mutlak anlamda tarafsız bir bilim adamı da olamaz.
 
Ne var ki hiçbir surette tarafsız olunamama hali, tarafsız olmaya çalışmanın gereksiz olduğunu da sandırmamalıdır. Çünkü bilgilenmede tarafsız olmaya çalışma, hakikati bize kısmi de olsa gösterebilir, buna karşılık nasılsa mutlak anlamda tarafsız olunamazmış diyerek en anlamsız fikirlerden yana olma, ideolojik ve tarafgir düşünme ise bizi saçmalıklar çöplüğüne iter.
 
Bunları neden söyledim?
 
Çok eskilerde hadis diye ezberlediğim, ama şimdi imkânlar çoğalınca hadis diyemeyeceğimiz kadar çok zayıf bir söz olduğunu anladığım şöyle bir ifadenin aslında bir hakikati, bir hikmeti anlattığını gördüğüm için. İhya ya da Keşşaf gibi kaynaklarda Resulüllah’a nispet edilen dua kalıbındaki bu sözün anlamı şöyle: ‘Allah’ım bir facirin/asinin nimetini bana nasip etme ki, kalbim onu sevmesin’. Bazı hadis âlimleri buna çok zayıf, bazıları da zaten senedi olmayan bir söz derler.
 
Önce şunu söyleyelim; Kitapta ya da sahih sünnette bulunmayan bir söz bizi bağlamaz. Çok zayıf olan şöyle dursun, zayıf olan da böyledir. Ancak bir sözün bu iki kaynakta bulunmaması onun doğru olmadığı anlamına gelmez. Öyle sözler vardır ki, Selefin İslam anlayışı o sözü Kurandan ve sünnetten anlayıp yaşadıklarından üretmiştir. İslam’ın doğru anlaşılması ve yerleşen kültürü böyle bir kanaat oluşturmuştur. Bu kanaat o kadar kabul görmüş ki, sonradan birileri ona hadis demeye başlamış olabilir. Böyle bir söz bizi dinen bağlayıcı olmasa da artık İslam’ın malıdır, kültürüdür, çoğu zaman hikmettir.
 
İşte bu söz bize gösteriyor ki, bilgiye, kabule ve inanca etki eden sübjektif durumlar da vardır. İnsanın duygu yönü bu etkilerden tamamen kurtulamaz. Sever, sevdiğinin her şeyini kabullenir, nefret eder, nefret ettiğinin doğrularını bile reddeder. Onun için ‘sevgi insanı kör ve sağır eder’ demişlerdir. Bu noktada akıl ve sağlam bilgi devreye girmezse hakikati bulamazsınız. Yoksa insana doğru diye kabul ettirilemeyecek hiç bir saçmalık yoktur.
 
‘İnsan ihsanın kuludur’, ‘el-insan abdü’l-ihsan’ sözü de böyle anonim bir sözdür ve aynı gerçeği anlatır. İyilik gördüğünüze meyledersiniz, sevdiğinizin sözleri sizin için anlamlıdır. Bizim fırkamız, bizim şeyhimiz yanlış konuşmaz. Bizim partimiz her ne yapıyorsa doğrudur.
 
İlginç bir hatıramı nakletmek istiyorum. Yetmişli yıllarda Erzurum’da Mehmet Tavlaşoğlu hocamızla Taş Medrese’de ders okuyorduk. Hocamızın bir tanıdığı içeri girdi. Konuyu siyasete getirdiler. Her ikisi de koyu Adalet Partili idi. Hocamız ona, Gıyasettin Bey (Karaca) Halk Partisi’nden istifa etmiş, bilirsen? Dedi. O zat sevinçle, Ben demedim mi o partide dürüst bir Müslüman varsa o da Gıyasettin Bey’dir, er geç oradan ayrılacaktır diye. Hoca onu kızdırmak için, ‘ama Adalet’e değil, Selamet’e geçmiş’ dedi. Aslında Adalet Partisi’ne geçmişti ama hoca onu kızdırmak için böyle söylemişti. Adam yüz seksen derece dönüşle, ‘gâvur oğlu gâvurdan başka ne beklenirdi ki’ deyiverdi. İşte sevgi ya da nefret böyle bir şeydir ve mutlak objektif bilgiye biz burada ulaşamayız.
First Page Next Page 1 Previous Page Last Page Sayfa 1 / 1 -- Listelenen Sayfa Sayısı 1
 Prof.Dr.İlahiyatçı
 Hayreddin KARAMAN
 Din, kültür, medeniyet sapkınları boş durm ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Hüseyin BÜLBÜL
 Dinde Peygamberin Örnekliği ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Harun GÖRMÜŞ
 Bilim ve Din Çatışır Mı? ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Haydar ÖZTÜRK
 Taklit ve Atalar Kültür ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 OSMAN COŞKUN
 Gazze Halkına Gazel Okuyan Müslüman Coğraf ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Muhammed CELİL
 Sözün Bittiği Yer Gazze ...
............................................
 Üni. Öğretim Üyesi
 Dr.Cahit KARAALP
 Davet Yolunda Dikkat Edilecek Hususlar ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Abdülaziz KIRANŞAL
 Ramazan ve takva etkisi ...
............................................
 Aile Danışmanı
 Asiye TÜRKAN
 Zulümden yorgun düşen bizler! ...
............................................
 Yönetim Kurulu Başk.
 Selahaddin ALIÇ
 Ramazan ve Duyarlı Müslüman.. ...
............................................
 

Enerji içeceklerinin fazla tüketimi çocuklar için tehlike kaynağı
26.02.2022

Bilim insanlarından "kahve" araştırması: Ömrü uzatıyor
25.02.2022

Nadir görülen genetik bir hastalık: Progeria
23.02.2022

Ölüm anında insan beyninde neler oluyor?
23.02.2022

Antibiyotikler Tedavi Özelliğini Kaybediyor
22.02.2022

Gereksiz Aspirin Mide ve Beyin Kanamsı Nedeni
20.02.2022

Her 100 Kişiden Birinde Çölyak var.
20.02.2022

Çocukları Bekleyen Büyük Tehlike.
19.02.2022

Cilt Kreminde Civa Çıktı.
18.02.2022

Skandal ! Hamburgerde İnsan ve Fare DNA'sı bulundu.
15.02.2022

Tüm Haberler
Mail adresinizi ekleyin yeni faaliyetlerimizden anında haberdar olun.
  Kuruluş 2010 : Selahaddin ALIÇ Copyright © 2010-2021 Hedem Helal Denetim ve Sertifikalandırma Merkezi
Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu, kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.