SERTİFİKA MÜRACAATI EĞİTİM AKADEMİSİ MERAK ETTİKLERİNİZ
KURUMSAL

BELGELENDİRME
 
KURULLARIMIZ
 
İSTATİSTİKLER
Aktif Ziyaretçi 2 Kişi

Bugün 251 Kişi

Toplam Ziyaret 1.210.440  Kişi
 

"Okuyup Öğrenmek , Cehalet akıntısına karşı kürek çekmektir." S.ALIÇ

  KÜLTÜR KÖŞESİ MAKALELERİ 
   
Yazar Ünvanı Aile Danışmanı
Yazar Asiye TÜRKAN
 
 
 
Makale Tarihi :  01.01.2021
Geldik! Gitmemeye imkân var mı?
İnsanın bir Hira’sı olmalı. Çekilmeli ara ara. Dünya telaşından boğulduğunu hissettiği, korkularının altında ezildiği, mazlumların “ah” larının gökleri deldiği, elinden de bir şey gelmediği, ne sözlerin ne de tecrübelerin değerinin kalmadığı, yalan yanlış haberlerle gündemin devamlı meşgul edildiği, medyanın güdümünden çıkmanın neredeyse imkansız olduğu, tuttuğu dalın elinde kaldığını düşündüğü anlarda, işte o ortamlardan uzaklaşabilmeli...
 
Elini vicdanına koyup kendini sorguya çekebilmeli... Ben neyim, bu hal neyin nesi, bu gidiş nereye diye sorabilmeli... Bir gedik varsa doldurabilmeli... Ayakları yerdeki kaldırımlara takılmamalı... Yalnızlığın acısını iliklerine kadar hissetse de, terk edilmişliği derinlerden yaşasa da, haklarının göz göre göre elinden alındığına şahit olsa da yapmak istediklerinden dönmemeli, asla pes etmemeli... 
 
İnadına yaşamalı hayatı... Daha da güçlenerek, daha da kendinden emin olarak... Her elimi tuttu sandığının ihanetini görse de, her elinden alınmış sandığı hakkının yendiğini bilse de, her yüzüne kapanmış sandığı kapının kapandığını sansa da ardından nice yeni kapılar açılacağını, her zorluğun ardından iki kolaylık olacağını, her şer görünenin ardında hayrın olacağını söyleyene güvenebilmeli... 
 
Güven insanı teslimiyete götüren olgudur. Teslimiyetin olmadığı her yerde, her mekanda, her ortamda şüphe, korku, endişe, kaygı ve hayatı çekilmez kılan aşırı stres vardır. Adalet yoktur, menfaatler önceliklidir. Kaybedecekler menfaat sıralamasına göre önüne alınır.
 
Hal böyle olunca otomatik olarak düşüncelerde bozulma, algılarda karışıklık, duygularda sapma olur. Halbuki insanın bilgileri hayatına yön veren olmalı değil midir? Bilgiyi kalbe alan duygu değil midir? Duygunun merkezi kalp değil midir?  Dünyaya açılan göz de kulak da, düşünmenin merkezi olan akıl da, kalbe tabi değil midir? 
 
Durum basit yaratılmış hayvanlarda da pek farklı değildir. Gördüklerinin, duyduklarının hayat kalitesine ne kadar etkin olduğunu İbn-i Sina aynı yaşta, aynı kiloda, aynı cinste ve aynı yemlerle beslenen iki kuzu üzerinden yaptığı bir deneyin sonucunda bize göstermiştir.
 
İki kuzuyu iki ayrı kafese koyar. Ancak, yan kafeste de bir kurt vardır ve kurdu sadece kuzulardan biri görebilmektedir. Aylar sonra, kurdu gören kuzu huzursuz, zayıf ve çelimsiz olduğundan ölür. Kurt kuzuya hiç bir şey yapmamasına rağmen, kuzu yaşadığı korku ve stres yüzünden ölmüştür. Kurdu görmeyen diğer kuzu ise oldukça huzurlu olduğundan besili ve kiloludur. 
 
Bu deney zihinsel etkinin, sağlık ve bünye üzerindeki olumlu ve olumsuz sonucunu bize net bir şekilde göstermektedir. Gerekli ya da gereksiz korkuların, endişelerin, kaygıların strese sebep olduğu, bunun da bünyemize hasar verdiği deney sonucudur.
 
Demem o ki bilgi kirliliğinin hayatın her alanında olduğu ve hayatın her alanında perhize ihtiyacımızın olduğudur. Gerek gözlerimiz, gerek zihinlerimiz, gerek midelerimiz, gerekse düşünce dünyamızın merkezi olan kalbimize gereksiz düşünceleri ekecek görselleri, bilgileri vermemeliyiz. Aksi takdirde her zaman korku senaryolarına açık olacak, yaşanmadan kuzu misali acıları tadacağız.
 
Yalnız geldik, yalnız da gideceğiz. Ne acılarımızı, ne üzüntülerimizi, ne ağrılarımızı bizim adımıza çekebilecek ikinci adres yok. O halde kendimize bu kadar acıları yaşatmamalı, tadı olan ne varsa tatma derdinde olmalıyız. Olmadı Hira’mıza çekilmeyi bilmeli, yalnızlığın tadını yudum yudum içebilmeliyiz. Aksi takdirde her derdin tek sahibinin kendimiz olduğunu, dermanının da olmayacağını düşünebiliriz. 
 
Geldik! Gitmemeye imkan var mı? İkinci şansımızın olmadığı dünyaya geldik, arkada hoş seda bırakarak güzelliklerle ayrılabilmeli, boşluğu hissedilen olabilmeliyiz. Gerisi mi? Gayrısı hikâye.
 
First Page Next Page 1 Previous Page Last Page Sayfa 1 / 1 -- Listelenen Sayfa Sayısı 1
 Prof.Dr.İlahiyatçı
 Hayreddin KARAMAN
 Din, kültür, medeniyet sapkınları boş durm ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Hüseyin BÜLBÜL
 Dinde Peygamberin Örnekliği ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Harun GÖRMÜŞ
 Bilim ve Din Çatışır Mı? ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Haydar ÖZTÜRK
 Taklit ve Atalar Kültür ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 OSMAN COŞKUN
 Gazze Halkına Gazel Okuyan Müslüman Coğraf ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Muhammed CELİL
 Sözün Bittiği Yer Gazze ...
............................................
 Üni. Öğretim Üyesi
 Dr.Cahit KARAALP
 Davet Yolunda Dikkat Edilecek Hususlar ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Abdülaziz KIRANŞAL
 Ramazan ve takva etkisi ...
............................................
 Aile Danışmanı
 Asiye TÜRKAN
 Zulümden yorgun düşen bizler! ...
............................................
 Yönetim Kurulu Başk.
 Selahaddin ALIÇ
 Ramazan ve Duyarlı Müslüman.. ...
............................................
 

Enerji içeceklerinin fazla tüketimi çocuklar için tehlike kaynağı
26.02.2022

Bilim insanlarından "kahve" araştırması: Ömrü uzatıyor
25.02.2022

Nadir görülen genetik bir hastalık: Progeria
23.02.2022

Ölüm anında insan beyninde neler oluyor?
23.02.2022

Antibiyotikler Tedavi Özelliğini Kaybediyor
22.02.2022

Gereksiz Aspirin Mide ve Beyin Kanamsı Nedeni
20.02.2022

Her 100 Kişiden Birinde Çölyak var.
20.02.2022

Çocukları Bekleyen Büyük Tehlike.
19.02.2022

Cilt Kreminde Civa Çıktı.
18.02.2022

Skandal ! Hamburgerde İnsan ve Fare DNA'sı bulundu.
15.02.2022

Tüm Haberler
Mail adresinizi ekleyin yeni faaliyetlerimizden anında haberdar olun.
  Kuruluş 2010 : Selahaddin ALIÇ Copyright © 2010-2021 Hedem Helal Denetim ve Sertifikalandırma Merkezi
Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu, kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.