SERTİFİKA MÜRACAATI EĞİTİM AKADEMİSİ MERAK ETTİKLERİNİZ
KURUMSAL

BELGELENDİRME
 
KURULLARIMIZ
 
İSTATİSTİKLER
Aktif Ziyaretçi 2 Kişi

Bugün 251 Kişi

Toplam Ziyaret 1.210.440  Kişi
 

"Okuyup Öğrenmek , Cehalet akıntısına karşı kürek çekmektir." S.ALIÇ

  KÜLTÜR KÖŞESİ MAKALELERİ 
   
Yazar Ünvanı Prof.Dr.İlahiyatçı
Yazar Hayreddin KARAMAN
 
 
 
Makale Tarihi :  29.07.2021
Ölmeden önce ölenin derdi ne olur?
Bugün (yazıyı yazdığım 16 Temmuz Cuma günü) bir dosttan, bir güzel hat levhasının resmi geldi, yazı şunu diyordu:
 
“Derdi dünya olanın dünya kadar derdi olurmuş”.
 
Ben de ‘fâilâtun’ vezninde şu mısraları yazdım:
 
Derdi dünya olanın dünya kadar derdi olur
 
Kul eğer dünyayı uhrâya satarsa can bulur
 
Dâr-ı dünya kimseye olmuş mudur daim vatan
 
Ölmeden evvel ölürsen sanma sende dert kalır
 
Ölmeden evvel ölenler sanma âtıl oldular
 
En büyük kulluk cihadı terkedip dûr kaldılar
 
Her nefes Allah için Hayy ismini yâd eyleyip
 
Dine hizmet ettiler bunda saadet buldular
 
Gel güzel insan seninle ahdü peymân edelim
 
Gece gündüz cehdedip te’yîd-i iman edelim
 
Kendimizden başlayıp ıslâh-ı nefse ber-devam
 
Yâ ilâhî başım üste emrü ferman diyelim
 
Yunus da bu mazmunu ne güzel dile getirmiş:
 
Kişi Hakk’ı bilmek gerek
 
Hak haberin almak gerek
 
Zinde iken ölmek gerek
 
Varıp anda ölmez ola.
 
Ölmeden önce ölmeyi varoluş mertebeleri farklı olanlar kendi mertebelerinden anlatmaya çalışmışlardır:
 
“Dünyada inanılan şeyler öldükten sonra görülecek. İnsan ölüp hakikatleri görünce nasıl olacak ise, neleri yapmış olmayı isteyecek ise şimdiden onları yapması ölmeden evvel ölmek demektir.”
 
Hz. Mevlânâ’ya göre:
 
Ölüm “İradi ölüm” ve “tabii ölüm” diye ikiye ayrılır. İradi ölüm; tasavvufi terbiye, ruhun arındırılması ve nefsin egemenliğinden kurtarılması demektir
 
Mesnevî’deki “Tûtî ve Tâcir” hikâyesi de bir başka açıklamadır:
 
Hindistan’a sefer edecek olan bir tâcir, ailesinden herkese oradan gelirken getirmesini istedikleri hediyeyi sorar. Hepsinden isteklerini öğrenir. Tacirin çok sevdiği, güzel bir tûtîsi vardır. Kafese kapatılmış. Sıra çok sevdiği tûtîsine gelince, kuş, kafesinden seslenir: “Benim için bir şey getirme. Benden bir şey götür. Sadece orada, ormanlarda daldan dala uçan hemcinslerime, akrabalarıma selam söyle. Başka bir şey istemem.”
 
Tacir, işlerini tamamlayıp memlekete dönmeden önce, tûtîsinin arzusunu yerine getirmek için ormana gider ve oradaki tûtilere kendi kuşunun söylediklerini iletip selamını söyleyince, tûtîler hemen oracıkta cansız, dallardan aşağı düşüverirler. Tacir çok üzülür, eyvah kuşcağızların ölümüne sebep oldum. Demek benim kuşun akrabalarıymış bunlar, diye düşünür.
 
Memlekete döner ve olanları tûtîsine anlatır. Anlattığı zaman o da kafesin içinde bir anda cansız düşüverir konduğu tüneğinden. Tâcir üzülür, “Düşünmeden, birden bire anlattım, kalbi dayanmadı kuşcağızın” der. Elemle kuşun cesedini çıkarmak için kafesin kapısını açar ve tam o sırada tûtî kafesten fırlar ve uçup gider. Uzaklaşırken tacire seslenir; “Sen selamımı iletirken ormandaki hemcinslerim anladılar ki, ben kafesteyim ve kurtulmak istiyorum. Hâl diliyle bana, kurtuluş için ancak ölmek gerektiğini anlattılar. Ölmüş gibi yaparak yere düştüler. Bu dersi anladım ve ben de hemen ölü taklidi yaptım. Ancak o zaman kafesten kurtuldum.”
 
İnsanoğlunun içine hapsolup kaldığı beşerî hırs ve kusurlar kafesinden kurtularak, hür ve azat olabilmesi için ancak “ölmeden evvel ölmesi” gerekir. Nefis terbiyesi (te’dîbi) ile temizliğe ve sükûnete ulaşması gerekir.
 
Tâcir artık işine yaramayacak olan ölü kuşu kafesten atmak için kafesin kapısını nasıl açmışsa, nefs-i emmâre de; yalanı, riyayı, kibri, hileyi, kini, nefreti, şerri… terbiye ile yok edince değişime uğrar, bir kapı kapanır, diğeri açılır, gerçek hayat yolculuğunda nefis dirilerek sefere devam eder.
 
Nefis -ki, insanın hakikatidir- bir önceki halden ölüp bir sonrakinde dirilerek “mutmainne” mertebesine ulaşınca tabii ölümden önce ölmüş, ölümsüz bir mahiyette dirilmiş olur; işte bu halden sonra “Allah ondan, o da Rabbinden hoşnut olarak kulluğa ve cennete davet edilir”.
 
Ölmeden önce ölmek için “büyük cihada” çıkanlar, içinde yaşadıkları toplum için eşi bulunmaz nimetlerdir.
 
First Page Next Page 1 Previous Page Last Page Sayfa 1 / 1 -- Listelenen Sayfa Sayısı 1
 Prof.Dr.İlahiyatçı
 Hayreddin KARAMAN
 Din, kültür, medeniyet sapkınları boş durm ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Hüseyin BÜLBÜL
 Dinde Peygamberin Örnekliği ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Harun GÖRMÜŞ
 Bilim ve Din Çatışır Mı? ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Haydar ÖZTÜRK
 Taklit ve Atalar Kültür ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 OSMAN COŞKUN
 Gazze Halkına Gazel Okuyan Müslüman Coğraf ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Muhammed CELİL
 Sözün Bittiği Yer Gazze ...
............................................
 Üni. Öğretim Üyesi
 Dr.Cahit KARAALP
 Davet Yolunda Dikkat Edilecek Hususlar ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Abdülaziz KIRANŞAL
 Ramazan ve takva etkisi ...
............................................
 Aile Danışmanı
 Asiye TÜRKAN
 Zulümden yorgun düşen bizler! ...
............................................
 Yönetim Kurulu Başk.
 Selahaddin ALIÇ
 Ramazan ve Duyarlı Müslüman.. ...
............................................
 

Enerji içeceklerinin fazla tüketimi çocuklar için tehlike kaynağı
26.02.2022

Bilim insanlarından "kahve" araştırması: Ömrü uzatıyor
25.02.2022

Nadir görülen genetik bir hastalık: Progeria
23.02.2022

Ölüm anında insan beyninde neler oluyor?
23.02.2022

Antibiyotikler Tedavi Özelliğini Kaybediyor
22.02.2022

Gereksiz Aspirin Mide ve Beyin Kanamsı Nedeni
20.02.2022

Her 100 Kişiden Birinde Çölyak var.
20.02.2022

Çocukları Bekleyen Büyük Tehlike.
19.02.2022

Cilt Kreminde Civa Çıktı.
18.02.2022

Skandal ! Hamburgerde İnsan ve Fare DNA'sı bulundu.
15.02.2022

Tüm Haberler
Mail adresinizi ekleyin yeni faaliyetlerimizden anında haberdar olun.
  Kuruluş 2010 : Selahaddin ALIÇ Copyright © 2010-2021 Hedem Helal Denetim ve Sertifikalandırma Merkezi
Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu, kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.