SERTİFİKA MÜRACAATI EĞİTİM AKADEMİSİ MERAK ETTİKLERİNİZ
KURUMSAL

BELGELENDİRME
 
KURULLARIMIZ
 
İSTATİSTİKLER
Aktif Ziyaretçi 1 Kişi

Bugün 251 Kişi

Toplam Ziyaret 1.210.440  Kişi
 

"Okuyup Öğrenmek , Cehalet akıntısına karşı kürek çekmektir." S.ALIÇ

  KÜLTÜR KÖŞESİ MAKALELERİ 
   
Yazar Ünvanı Yönetim Kurulu Başk.
Yazar Selahaddin ALIÇ
 
 
 
Makale Tarihi :  4.06.2021
Uyuşturucu Gibi Gıda "FAST FOOD"
Günümüzde her gün daha da hızlanan yaşantı hayatımız, o hızlanmanın getirdiği ve bizi farkına varmadan çok fazla etkileyen hızlı yeme alışkanlığımız… İşte zaman zaman hepimizin şikâyet ettiği fakat bir türlü vazgeçemediğimiz hızlı yeme alışkanlığımız, yolda yürürken bile yenebilecek yemeklerle karınlarımızı doyurmak günümüzün alışkanlığı olmuştur. Bugün hepimizin çok iyi bildiği fast food tarzı yiyeceklere her yerde çok çabuk ulaşabilmekteyiz. Bu gibi yerlerden alışveriş yaparak karnımızı doyurmanın zararlarını hiç mi hiç düşünmemekteyiz…!
 
Aslında bu tür yiyecekler sağlığımızı bozmakta, çocuklarımızı ve gençlerimizi obeziteye itmektedir. Globalleşen dünyada küresel bir güç olarak karşımıza çıkan ve hepimizin, özellikle de çocuklarımızın çok iyi bildiği fast food şirketleri hemen hemen dünyanın her yerinde faaliyet göstermektedirler. Bu şirketler güçlü sermaye yapıları ile ülkelere girmekte, görünüşleri iştahları açan birçok ürünleri ile çocuklarımızın ve gençlerimizin temel gıdalarının yerini  almaktadırlar.
 
 Bugün obezitenin yaygınlaşmasının en büyük sorumlusu bu tür gıdalardır. Çünkü bu gıdalar yemek masasında değil her yerde yenmektedir. Örneğin;  Televizyon-bilgisayar karşısında, yolda, araçta, oyun oynarken, evde otururken..v.s gibi bu örnekleri çoğaltabiliriz. Günümüzün en baskın ve bizleri tesiri altına alan  hızlı yaşantı  akımı günlük yaşantımızda farkına varılmadan baskın hale gelmiştir. Günümüzde insanlar bu  hıza yenik düşmüştür.  Bu nedenlerle yemek yeme alışkanlıklarımız da hızlı tüketim alışkanlığına dönüşmüştür.  Yavaş yemek yeme, hızlı yaşantıya direnmenin bir yöntemidir. Aslında uygun dozda yavaş,yavaş  tüketmek, “temiz, uygun ve sağlıklı gıda”dır. Aynı zamanda insanları  hıza ve çeşitli hastalıklara  karşı korumasıdır.. Yavaş tüketim Endüstriyel gıdalara ve beslenme şekillerine karşı mücadele veren bir harekettir. Bunun yanında; yerel gıdalara, yerel üreticilere ve unutulmaya yüz tutan yerel lezzetlere, yeme içme ile ilgili geleneklere yönelmek ve yerel tarım yöntemlerine önem vermek, gıda çeşitliliğin korunması için çaba sarf etmemiz gerekir. Ağır -ağır yemek, yemeklerin lezzetini keşfetmemizi, olumsuz etkilerini azaltmayı sağlar. Daha kaliteli bir yaşam için kendimize zaman ayırmanızı ve dinlenmeyi bilmeniz gerekir. Hızlı tüketimin insanlar üzerindeki olumsuz etkilerinin her gün daha çok arttığını hepimiz bilmekteyiz.
 
Sağlıklı ve doğal beslenen insanların   hastalıklara yakalanma oranının diğerlerine göre daha düşük olduğu herkesçe bilinmektedir. Unutulmuş veya unutulmaya yüz tutmuş mutfak kültürümüzün yaşatılabilmesi için endüstüriyel ürünlerden kaçınmak sağlığımız ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız için çok önemlidir.   Bunu başarabilmek için; Yerel üreticilerimizi, endüstriyel ürünlerin satıcılarından korumaya çalışmalıyız, globalleşmiş marketlerden değil yerel marketlerden alışveriş yapmayı tercih etmeliyiz. Bu nedenlerle topluma hizmet veren lokantalar, pişirdikleri yemekler için yerel üreticiden alışveriş yapmalıdırlar.
Kırmızı ve beyaz et ihtiyacımızı sağlıklı beslenme sonucu ve helal kesimle yapıldığını belgeleyen yerlerden temin etmeliyiz. Helal belgesi olmayan her kasaptan et almamalıyız. Tahıl, sebze ve meyvelerin genetiği bozulmuş olanlarını almamalıyız. 
 
 Yerel ürünlerimizin sağlıklı ve genetiğinin bozulmaması  için bölgesel bilimsel çalışmalar yapmalıyız. Üretici ve tüketicilerin bilinçlenmesini sağlamalıyız. Bunun için uluslar arası düzeyde eğitim programları ve seminerler düzenlemeliyiz. Yok olma tehdidi altındaki verimli tarım topraklarımızın verimini arttırıcı çalışmalar yapmalıyız , bölgesel ürünleri ve onları üretenleri desteklemeliyiz.
 
 Genetik değişime uğramış ürünlere şiddetle karşı çıkmalıyız, özelliğini yitirmemiş genetiği bozulmamış ürünlerin üretilmesi ve tüketilmesini sağlamak için çaba sarf etmeliyiz.
 
Doğası bozulmamış, dev marketleri olmayan, insanların kuyruk oluşturmadan alışveriş yaptığı, korna sesinin duyulmadığı, koşuşturarak bir yere yetişmeye çabalamadığınız, yediğiniz içtiğiniz her şeyin doğal olduğu bir yer düşünün. Etrafınızda rahatsızlık duyacağınız bir yapılaşmanın olmadığı geleneksel mimarinin korunduğu ve onlara gözü gibi bakan insanların olduğu bir yer düşünün… Büyükşehirlerde yaşayan insanlara hayal gibi gelen bu yerler maalesef ülkemiz genelinde ve artık günümüzdeki olumsuzluklar nedeni ile pek bulunmuyor. Sağlığımız için yerel ürünler kullanılmalıyız. Yerel ürünler satan dükkânlardan alış veriş yapmalıyız, Fast food restoranlardan alış veriş yapmamalıyız. Organik ürünlerin üretimi ve tüketimini arttırmak için acilen gerekli çalışmaları yapılmalıyız.
 
 Ne var ki günümüzde insanlarımızın tamamının GDO’suz, temiz, organik gıdaya ulaşmaları, şu an için mümkün değildir. Bugün uzmanların hemen hepsi, sağlıklı yaşam için tüketilen ürünlerin saflığından, GDO’suz gıdaları tüketmenin faydalarından, çevre koşullarının insan sağlığı için öneminden, yemek yeme alışkanlıklarının insan sağlığına olumlu ya da olumsuz etkisinden bahsetmelerine rağmen, günümüz gençliği nefsani arzularına uyarak her geçen gün maalesef Fast food restorantlarına rağbet ve ilgileri bilgisizce ve de duyarsızca artması, ülkemiz genelinde obezitenin de artmasına vesile olmaktadır.
 
 Anne ve babalar olarak evlatlarımızı obezite afetinden korumak görevi bizlere kalmaktadır diye düşünüyorum.  Zira karnını ne ile olursa olsun  doyurmaktan kendini alamayan ve de helal ürün tüketmeyi düşünmeyen geçlerimizi ve çocuklarımızı koruma görevi; biz ebeveyinlere kaldığını görev ve veballerin bizleri beklediğini düşünüyorum.   
 
Kalın sağlıcakla diyorum.
First Page Next Page 1 Previous Page Last Page Sayfa 1 / 1 -- Listelenen Sayfa Sayısı 1
 Prof.Dr.İlahiyatçı
 Hayreddin KARAMAN
 Din, kültür, medeniyet sapkınları boş durm ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Hüseyin BÜLBÜL
 Dinde Peygamberin Örnekliği ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Harun GÖRMÜŞ
 Bilim ve Din Çatışır Mı? ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Haydar ÖZTÜRK
 Taklit ve Atalar Kültür ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 OSMAN COŞKUN
 Gazze Halkına Gazel Okuyan Müslüman Coğraf ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Muhammed CELİL
 Sözün Bittiği Yer Gazze ...
............................................
 Üni. Öğretim Üyesi
 Dr.Cahit KARAALP
 Davet Yolunda Dikkat Edilecek Hususlar ...
............................................
 Araştırmacı-Yazar
 Abdülaziz KIRANŞAL
 Ramazan ve takva etkisi ...
............................................
 Aile Danışmanı
 Asiye TÜRKAN
 Zulümden yorgun düşen bizler! ...
............................................
 Yönetim Kurulu Başk.
 Selahaddin ALIÇ
 Ramazan ve Duyarlı Müslüman.. ...
............................................
 

Enerji içeceklerinin fazla tüketimi çocuklar için tehlike kaynağı
26.02.2022

Bilim insanlarından "kahve" araştırması: Ömrü uzatıyor
25.02.2022

Nadir görülen genetik bir hastalık: Progeria
23.02.2022

Ölüm anında insan beyninde neler oluyor?
23.02.2022

Antibiyotikler Tedavi Özelliğini Kaybediyor
22.02.2022

Gereksiz Aspirin Mide ve Beyin Kanamsı Nedeni
20.02.2022

Her 100 Kişiden Birinde Çölyak var.
20.02.2022

Çocukları Bekleyen Büyük Tehlike.
19.02.2022

Cilt Kreminde Civa Çıktı.
18.02.2022

Skandal ! Hamburgerde İnsan ve Fare DNA'sı bulundu.
15.02.2022

Tüm Haberler
Mail adresinizi ekleyin yeni faaliyetlerimizden anında haberdar olun.
  Kuruluş 2010 : Selahaddin ALIÇ Copyright © 2010-2021 Hedem Helal Denetim ve Sertifikalandırma Merkezi
Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu, kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.